Programladığım gezilerimin ana amacı yeni bir ülke, şehir ve insanları keşfetmek olmakla birlikte bazen de belirli temalar gezinin hedefini oluşturuyor. Özellikle sevgili oğlumla yaptığımız 2. Dünya Savaşı temalı gezilerde olduğu gibi. İşte gardaş Azeri dostları ziyaretimiz de böyle bir tema nedeniyle oluştu.
Futbolun tadının kaçtığı bir süredir malumunuzdur. Bir sporsever olarak bu nedenle kendimize yeni bir alan aradık ve kadın voleybolunu seçtik. Özellikle Acıbadem gurubunun sponsorluğunda Fenerbahçe kadın voleybol takımının 2012 yılında efsane bir kadrosunun oluşması ve maçların nezih ve keyifli ortamı bu seçimimizi tetikleyen sebeplerdi. Avrupa şampiyonlar liginde başarılı bir sezon geçiren sarı melekler sonunda dörtlü finallere kalınca ve final merkezi de Bakü olunca bir taşla iki kuş vurmak da kaçınılmaz oldu haliyle.

Maçların 24-25 mart günlerinde oynanacağını öğrendikten sonra biz de 22-26 mart tarihlerine uçak biletlerimizi aldık.O sıralarda Türkiye’den THY ve Azerbaycan Havayolları uçuyordu Bakü’ye ama bugünlerde Pegasus dahil başka şirketler de uçmaya başladılar.Yaklaşık 2,5 saatlik bir uçuş sonrasında Bakü hava alanında 10.-$ karşılığında aldığımız vizelerimizle (Şimdi sanıyorum bu da kalktı) ve tüm Azerilerin güler yüzlü sıcaklığıyla yeni bir ülkeye adımımızı attık.
Gezi öncesi otel organizasyonunu yaparken otel fiyatlarındaki pahalılık dikkatimizi çekmişti. Gerçekten de Bakü’deki tek olumsuz sürpriz başta konaklama ve yemek olmak üzere neredeyse Paris ayarındaki yüksek fiyatlara sahip olmasıydı. Bakü bir taraftan devam eden inşaatları ve bir yandan ışıklandırılmış tarihi yapıları, görkemli meydan ve bol fıskiyeli havuzlarıyla kendisini göstermeye çalışan bir şehir. Şehrin tarihi bölümü yani içeri şahar görülmeyi hakkeden bir bölge. Otelimizi de buradan seçmiştik. Gız Galasi oteli.

Şehrin tarihi dokusunu korumaya çalışan Azeriler bu bölgedeki bir çok eski eseri de restore etme çabasına girmişlerdi. Bitirdiklerinde güzel bir sonucun olacağını tahmin ediyorum. Pasaport polisinden taksicilere, otel personelinden tüm satıcılara Bakü’de temas ettiğiniz herkes Türk olduğunuzu anlayınca yüzlerinde güller açıyor. Dünyanın bir çok yerini gezen birisi olarak kendi dilimi kullanarak bu kadar rahat dolaştığım ikinci bir ülke hatırlamıyorum. Burada bizim TV kanallarının neredeyse tamamı izlenmekte olduğundan özellikle genç jenerasyonun Türkçeleri de bizim Türkçe’ye oldukça yaklaşmış. Ne dediğinizi rahatlıkla anlıyorlar. Sadece yaşlı Azerilerin söylediklerini anlamak bazen zor olabiliyor.
Otele yerleştikten sonra klasik şehir turumuza başladık. Otelimizin yeri itibarıyla ve Bakü’nün de en önemli bölgesi itibarıyla içeri şehri gezmek ilk işimiz oldu. Şirvaşahlar sarayı, kız kulesi bu bölgenin yıldızları.15. Yüzyıl tarihli bu yapılardan sonra Nizami Museum of Azerbaijani, Heydar Aliev center,Halı müzesi,Bibi-Heybat camii ve havuzların olduğu meydan şehrin diğer görülesi yerleri.

 

Bizim Bakü’ye varışımız turnuvadan iki gün önce olduğundan şehri gezmeye de bol vaktimiz oldu. Hatta turnuvadan bir gün öncesinde sarı meleklerin antrenmanını izlemek Turgay ve Saim hocalarla sohbet etme imkanımız dahi oldu. Antrenman sonrasında ise hocamız Ze Roberto ;(ki kendileri özellikle de bayan voleybolunda bir dünya efsanesidir) ile turnuva hakkında biraz sohbet etme imkanı bulduk. Alçak gönüllü kibar hocamıza başarılar diledikten sonra ertesi gün ilk gün maçları için yerimizi aldık spor salonunda.

Finallere sarı melekler dışında Rusya’dan eski oyuncumuz Gomova’nın Dinamo Kazan takımı (Bu yıl avrupa şampiyonu oldular) Fransa’nın bu turnuvalardaki gediklisi Cannes ve de İtalyan’ların Villa Cortese takımları yer alıyordu. İlk maçta Cannes ve Villa Cortese karşılaştılar ve bu maçı İtalyan seyircilerle birlikte şahane bir dostluk içinde izledik. Onların hatırına da İtalyan takımını destekledik. Ama ne yazık ki 3-0 kaybettiler. Sonrasında ise Sarı Melekler Dinamo Kazan’ı 3-1 ‘le geçip finale kaldıklarında keyfimiz de son derece yerindeydi. İtalyan’larla ertesi gün için sözleşip ayrıldık salondan. Pazar günü dünün mağlupları 3.lük maçı için sahne aldılar önce. Bizim İtalyan’lar maalesef Dinamo Kazan’a 3-1 kaybederek turnuvayı sonuncu bitirdiler. Bir İtalyan taraftar ile şapkamı verip karşılığında kaşkolunu almak şeklinde küçük bir takas yaptık, iki günlük dostluğun hatırına. Ve nihayet kızlarımız Cannes’ı 3-0’la devirip avrupa şampiyonluğunu ilan ettiklerinde biz de tüm taraftarlarla birlikte sahada bulduk kendimizi. Kızlarımızı teker teker kutlayıp, bolca fotoğraf çektirdikten sonra mutlulukla çıktık salondan.

Turnuvayı tamamlayan takımlar aynı gün ülkelerine döndüler. Bizim dönüşümüz ise bir gün sonrasındaydı ve hava alanında güzel bir sürpriz de bizi bekliyordu. Takımın yıldızlarından Rus oyuncumuz Lioubov Sokolova ki biz ona Luba diyoruz takımla dönmeyip bizim uçağa bilet almıştı. Gamze hava alanındaki kadınlar tuvaletinden onunla birlikte çıkıp doğrudan yanımıza getirince Luba’yı, uçak saatine kadar harika bir sohbet imkanı da doğmuş oldu.

Böylece 2 milyon nüfusu ile küçük ve sevimli Bakü’yü gezme, Azeri soydaşlarımızla kaynaşma ve takımımızla da mutlu olma şeklinde kombine bir geziyi tamamlamış olduk. Hafta sonları için güzel bir kaçamak noktası olabilir Bakü ama fiyatlara dikkat etmek şartıyla.