SEYŞELLER – Mahe – La Digue – Praslin – Ağustos 2014

Dünyanın tropik cennetlerinden, deniz tutkunlarının hedefi, bir balayı merkezi Seyşeller’deyiz bu yaz. Geçen yıl güney pasifiğe yaptığımız 23 saatlik uçuştan sonra bu yolculuğun 4 + 4 = 8 saat sürmesi sanki bize Ankara’ya gidiyormuş hissi verdi. 🙂 Hint okyanusu adalarına en geniş uçuş tarifeleri Emirates ve benzeri UAE şirketlerinde mevcut olunca biz de eski tecrübelerimizde güzel bir yeri olan Emirates’i seçtik. İstanbul – Dubai – Mahe parkuru gidiş dönüş bileti 1.000.-€ civarında.
İstanbul Dubai uçuşu 3.45 dk. Dubai- Mahe uçuşu da 4 saat sürüyor. Aktarma süresi 1,5 saat civarında ki ideal süre diye tanımlayabiliriz bu durumu. (Dönüşte her ne kadar bu idealin kurbanı oldu isek bile). Emirates ile son uçuşumuz 2008 yılında Pekin’den İstanbul’a idi. Ne yazık ki geçen 6 yılın yeniliklerinin hiç bir şekilde bu şirkete yansımadığını tüm sistemlerin bugünün örneğin THY sistemlerinin gerisinde kaldığını sürpriz bir şekilde gördük. Üstüne bir de uçuş ekibinin suratsızlığı eklenince THY bir başka göründü gözümüze. Neyse uçuşlar rötarsız ve rahat geçti ve yerel saatle (Seyşeller’le aramızda sadece 1 saat fark var) 08.30 gibi vardık bu dünyaca ünlü tatil merkezine.

Seyşeller en son olarak bağımsızlığını İngiliz’lerden kazanmış olduğundan başta trafik olmak üzere hemen her konuda bir İngiliz sistemini kullanıyor. Ülkenin en büyük gelir kaynağı turizm olmasına rağmen taksimetre kullanmayan ve tamamen pazarlığa tabi taksi ücretleri ise bu İngiliz’leşmeye hiç de uygun olmuyor. Giderken 700 Rupi ödediğimiz taksi ücreti dönüşte 500 rupi oldu. Bu ülkede eğer kara yolunu sık kullanacaksanız, araç kiralamanızı öneririm. Kesinlikle taksiden daha ucuza mal olacaktır. Seyşeller’de özellikle denizin en sakin ve sıcak olduğu, dolayısı ile tüm deniz altı faaliyetlerinin de pik yaptığı mevsim Şubat- Mayıs arasında. Ne var ki bu dönemde hava da en sıcak, nemli ve yağışlı dönemini yaşıyor. Eğer yağmurdan uzak olmak istiyorsanız yaz tatil tarihlerimiz olan Temmuz ve Ağustos en kuru aylar. Hava sıcaklığı da 25-26 derece civarında oluyor ki ideal tatil havası. Deniz suyu bu dönemde biraz soğusa da 23 dereceden aşağı düşmüyor ki bu durumun da bir yerde ideal olduğunu söyleyebiliriz. Ancak her güzelin bir kusuru var olduğu gibi bu mevsimin de bir kusuru var tabii ki. Şubat – Mayıs döneminde çarşaf olan deniz Temmuz – Ağustos döneminde dalgalanıyor. Özellikle adaların güney ve doğu cepheleri bu durumdan en olumsuz etkilenen yerleri. Buralarda kıyıdan denize girmek bile büyük sorun olabiliyor. Güneydoğu musonlarının yol açtığı bu olumsuzluktan kurtulmanın en pratik yolu ise adaların kuzey batı bölgelerini tatil için seçmenizdir. Başkent Victoria’nın bulunduğu ülkenin en büyük adası olan Mahe’nin kuzeyindeki Sunset Beach’i seçmemizin nedeni de işte buydu. Victoria’dan kuzeye doğru 20 dakikalık bir taksi yolculuğu ile Beau Vallon’a geliyorsunuz ki buranın kumsalı Seyşeller’in en güzel kumsallarından birisi olarak tanıtılıyor.

DSC01409

 

DSC01415

Gerçekten de öyle ama ideal de değil. Zira bu ülkede tüm sahillerin halka açık olması, burada yan yana dizilmiş otellerin hepsinin aynı sahili kullanmak zorunda olmaları, otellerle sahil arasında bir yol bulunması gibi sorunlar var. Sonuç olarak sahilin kalabalığı mevcut güzelliğinin yaşanmasında sanki biraz sıkıntı yaratıyor diye düşünüyorum. Böyle düşünmemin ana nedeni ise, bu bölgenin sadece 2 km. uzağındaki otelimiz Sunset Beach Otel ve hemen yanındaki plajının konumu. Otelimizin bu bölgedeki yegane otel olması ve denize sıfır konumu nedeniyle arada yol veya benzeri bir engelin olmaması müthiş bir avantaj. Buradaki plaj adeta otelin özel plajı konumunda olduğundan, odanızdan çıkıp sahilde bir şezlonga yerleşmeniz çok kolay ve rahat oluyor. Bir de plajın arkasındaki ormanla iç içe konumu ve altın rengindeki nefis kumu deniz keyfine keyif katıyor. Sonuç olarak doğru otel, doğru zaman. 🙂

DSC01387

Otelin gecelik 300.-€ gibi olan ücreti ucuz bir fiyat değil kesinlikle. Ancak Seyşeller’in konaklama, ulaşım, yemek gibi temel ihtiyaç konularında dünyanın en pahalı merkezlerinden birisi olduğunu unutmamak gerekiyor.

DSC01388

DSC01390

Bir kıyaslama yapmak gerekirse bölgenin diğer üyeleri olan Mauritius ve Maldiv’ler daha ekonomik kalıyorlar. Bizim otelin fiyatı diğer otellerle kıyaslandığında ucuz bile görünebiliyor. Zira burada bir çok 5 yıldızlı marka otel özellikle de balayı müşterilerini beklemekteler. 80.000 civarında nüfusa sahip Seyşeller’de aynı komşusu Mauritius gibi Kreol kültürünün bir diğer temsilcisi. Ancak Mauritius halkının çoğunluğu Hindistan kökenli iken burada ağırlık Afrikalı’larda. Fransızcanın yerel lehçeye uyarlanmış bir hali olan Kreol dilini duyduğunuzda hiç de Fransız’caymış gibi gelmiyor kulağınıza. Yemek kültürlerinde de bol baharatlı, deniz ürünü ağırlıklı Kreol mutfağı ön plana çıkıyor. İnsanlar sakin, güler yüzlü ve İngilize, Fransızca herkes tarafından konuşuluyor. Yaklaşık 115 adadan oluşan ülke son derece güvenli.

Her uzak tatil öncesi nereye, neden gittiğinizi iyi belirleyip araştırmalısınız. Eğer sakin, bol dinlenmeli, kitap okumalı, uyumalı, deniz ve kumu tercih ediyorsanız evet Seyşeller doğru adrestir. Ama gece hayatı, bol aktivite, müzik, dans…vb amaçlıyorsanız kesinlikle yanlış adrestesiniz. Bir tekne turunda birlikte olduğumuz iki Rus kızın komik hikayeleri tam bunları söylememe de neden oluyor. Eğlenmek üzere kalkıp buraya gelen ve üstelik de neredeyse tüm konukları balayı müşterileri olan bir oteli seçen bu iki şaşkın kız adeta isyan halindeydiler. Hani bir direkte “Acil durumda camı kırıp içindeki erkeği alın” yazılı bir örnek olsa, halleri tam da bu duruma göreydi 🙂 Kısa sohbetimizde Türkiye, Antalya ve Kemer sözcükleri dillerinden düşmedi. 🙂

Seyşeller’de planladığımız 10 günümüzün çoğunu adeta bir beyin sıfırlaması yaparak, bol kitap okuyup dinlenerek ve denizin tadını çıkararak geçirdik. Plajımızda denize adımınızı attığınız an doluşan balıklar, onları bisküvi ile beslerken oluşan cümbüş harikaydı. İşin bir diğer ilginç tarafı ise, balıkların sizin dokunuşlarından rahatsız olmamaları ve böylece size bir yerde onları sevebilme imkanı tanımalarıydı.Bunun dışında bir tam günü ülkenin diğer popüler iki adası olan La Digue ve Praslin’e organize bir tura katılarak geçirdik. Mason’s travel bu konuda ülkenin en büyük şirketi.

DSC01568

Praslin ülkenin ikinci büyük adası. Dünyanın en büyük deniz cevizi ağacı ormanına ( Vallee de Mai) sahip olan adanın bu ormanı Dünya Mirası listesine de girmiş. Çok keyifli bir yürüyüş imkanı sunan bu ormanın kaçırılmaması gerekiyor.

DSC01558

Deniz cevizi ağaçlarının dişisi ve erkeğiyle ilginç bir hikayesi var. Özellikle de dişi ceviz ağacının meyvesi bir kadının üreme bölgesine olan benzerliğiyle hayli bir üne kavuşmuş halde. Birbirinden güzel bir çok sahili olan Praslin’de bizim gezdiğimiz sahil ise Grand Anse idi. Deniz ve kum muhteşem görünüyordu.

DSC01570

DSC01574

Bu arada unutmadan, benim bu ülkedeki favori yiyeceğim olan, patatesin akrabası gibi görülen bir meyve var ki, ekmek ağacından geliyor. Tadı patatese çok benzese de ondan daha lezzetli olan bu meyvenin ızgarası nefis oluyor.

DSC01569

Ülkenin en popüler merkezlerinden birisi de La Digue adası. Tüm adayı bisikletle turlamak buranın en popüler aktivitesi. Ülkenin klasik özelliklerinden olan granit kayalarının bu adadaki sahillerde yaratmış olduğu görüntü gerçekten çok güzel. Adanın en ünlü plajı olan Anse Source D’argent (Gümüş baharı koyu) tüm sahilinde kum ve kayalardan oluşan koalisyonuyla size tam bir göz ziyafeti sağlıyor.

DSC01554

Ancak buraya gideceklerin denizin en sakin olduğu şubat – mayıs dönemini tercih etmelerinde yarar var. Bizim gittiğimiz gün bir hayli rüzgar vardı.

Bir diğer gün bizim adanın batı sahiline düzenlenen bir tekne turuna katıldık ki, hem yeni dostlarla tanışma, yerel mutfağı tatma ve sonunda da snorkel imkanı vardı.

DSC01433

Port Launay Marin ulusal parkını da içeren bu tur sırasında rüzgar ve dalgalar her yerde yüzme imkanı vermese de kaptanımız sonunda bize uygun bir koy buldu.

DSC01441

DSC01442

DSC01449

Denizin dışında tamamen adanın iç bölgelerini hedef aldığımız bir günde ise araba kiralayıp tüm adayı turladık. Bu sırada başkent Victoria’yı gezip görme, botanik bahçelerini gezme, ülkenin sembollerinden dev kaplumbağalarla tanışma, adayı tepeden panoromik gözlemleme gibi şanslarımız da oldu.

DSC01480

DSC01486

DSC01490

DSC01497

DSC01527

Victoria enteresan bir şehir. Henüz Mc Donalds ve Pizza Hut’ın gelmemiş olması, şehirde sadece Pirates Arms adlı bir restaurant’tan başkaca bir cafe dahi olmaması bize büyük sürpriz oldu.

DSC01469

DSC01470

Bu turun sonunu Beau Vallon’da her perşembe akşamı kurulan mahalle pazarında tamamladık. Otelden barmen arkadaşımız Hugo ve onun güzel sevgilisi Floransel ile palmiyeden yapılan romlarımızı içerken gece yakılan ateşin etrafında eğlenen yerel halkı da izleme imkanı bulduk.

DSC01537

DSC01542

Otelin hemen her şeyi konumunda olan bize de adeta anne şefkati ile sevecenliğini esirgemeyen sevimli baş garsonumuz Florance ile vedalaşırken gözlerimiz de hafiften yaşardı galiba.

DSC01579

Seyşeller tatilimizin iki olumsuz yönü vardı sadece. İlki, diğer adalara olan turumuzda, yukarıda açıkladığım dalgalı deniz nedeniyle katamaran tarzındaki feribotta midem ağzımda gidip gelmemdi ki kıl payı yırttım diyebilirim. İkincisinin ise aslında bu güzel ülkeyle bir ilgisi yok, tamamen Emirates’in tuhaflığından kaynaklanan bir uygulamasıydı. Uçak ekibinin yeterince dinlenemediği gerekçesiyle yaklaşık 300 kişiyi taşıyan uçağın 2 saatlik rötarı yolcuların yüzde 98’inin Dubai’den bağlantı uçuşlarını kaçırmaları sonucunu doğurdu. Böylece biz de normalde 9 Ağustos cumartesi günü döneceğimiz İstanbul’a bir gün sonra dönmek ve oyumuzu kullanabilmek için adeta maraton koşmak zorunda kaldık ama sandıklar kapanmadan 4 dk. öncesinde de becerdik bu önemli görevimizi.

Bu iki istisna dışında güzel bir tatilin olduğunu ve en önemlisinin de ruhumuzun bedenimize yetiştiğini hissedebildiğimizi söylemeliyim.

DSC01476

11 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. Selçuk dedi ki:

    Bu güzel görüntüler eşliğinde bu güzel ortamı detaylı bir şekilde anlatmanız harikulade olmuş. Teşekkürler.

    1. semihbolca dedi ki:

      Selçuk bey nezaketinize asıl ben teşekkür ederim. Cesaret veriyorsunuz.

  2. Özge dedi ki:

    Merhaba bende uçak bileti ve yeri ayarladım. 4000 küsür tuttu. Acaba adalar arasında geçiş ücreti nedir ve yemek günlük ne kadar ödediniz?

    1. semihbolca dedi ki:

      Sevgili Özge merhaba. Bilet ücretin biraz pahalı olmuş aka mevsim ve seçtiğin hava yoluna göre böyle bir fark oluşabilir.
      Ada’lar arasında düzenli catamaran seferleri var. Ücretini bilmemekle birlikte ciddi bir rakam olduğunu düşünmüyorum. Ben bir günlük organize tur alıp diğer iki adayı bu şekilde günübirlik gezmiştim. Tur ücreti kişi başı 90.-$ civarındaydı.
      Ülkede fast Food türü Restaurant neredeyse yok gibi. Mc Donalds, pizza hut gibi yerleri unut burada. Zaten ortalıkta çok fazla Restaurant da yok. Otelin restaurantı ve bulunduğun bölgenin bazı restaurantlarını deneyebilirsin. Ancak yemek ücreti göreceli olmakla beraber benim ölçülerime göre pahalı bu ülkede. Net hatırlamamakla birlikte bir akşam yemeğine 100.-$ civarında ödeme yaptığımı hatırlıyorum. Aslında bir Balayı destinasyonu olan ülkede halk ne kadar mütevazi görünüyorsa da turistler için herşey pahalı. Özellikle taksiler. Araba kiralamak çok daha uygundur. Taksilerde taksimetre yok ve biraz da tutturabildiğine fiyat veriyorlar. Pazarlıkta fayda var.
      Umarım yardımcı olabilmişimdir.
      İyi yolculuklar dilerim

      1. Özge dedi ki:

        İnanılmaz açıklayıcı olmuş. Nasıl daha ucuz olabilirdi biletim merak ediyorum çünkü henüz almadım 🙂 skyscannerdan arattığımda gidiş geliş 2400 tuttu ucuz bi otel ise 10 günlüğü 1600 tuttu ama onu ayırttım. Fiyat 10 gün için ucuz gibi geldi. Peki değer mi. Hiç tropik ada görmedim. Çok nem var mı? Anladığım kadarı ile orda yemek çok pahalı. Daha ucuz imkansız mı 🙂 Kendimiz balık pişirsek olmuyor mu 🙂

  3. semihbolca dedi ki:

    Emirates’ten bir sorgulama yapmanızda fayda var.
    Seyşeller’in sizi Mutlu etmesi gidiş amacınıza da bağlı. Yani bir sevgiliyle gidiliyorsa şahane bir yer. Ama eğlence gece hayatı düşünülüyorsa son derece yanlış bir yer. Yerel halktan arkadaş edinirseniz balık konusu çözülür 😄 Adalar cennet gibidir. Gezilip görülecek yerleri zaten blog’da yazmıştım. Bol şanslar

  4. Özge dedi ki:

    Yalnız gitsem çok mu sıkılırım. Balayı tatili için kalıplaşmış tabi bu yerler. Kafa dinlemek amacım. Eğlence olarak ibiza güzel. Fakat ben denize gireyim coconut yiyeyim istiyorum. 🙂 haha yani komik kaçar mı buralara yalnız gitmek onu merak ediyorum. Fiji adaları ve hawaii daha pahalı ve uzak. Ayy çok kararsızım 🙂

  5. semihbolca dedi ki:

    Özge hanım, yalnız gitmenizi önermem Seyşeller’e. Benzeri bir diğer adres Mauritius’tur. Hem aktivitesi daha fazladır ve hem de THY direkt uçuyor. Bir burayı inceleyin derim. Sevgiler

  6. Özge dedi ki:

    Ozaman Mauritius üzerine yoğunlaşayım. Teşekkürler. Telefon ve internet yok dimi oralarda 🙂 annem soruyor.

  7. semihbolca dedi ki:

    Artık telefonsuz ve internetsiz yer kalmadı dünyada Özge hanım 🙂

    1. Özge dedi ki:

      Çok teşekkür ederim tüm sorularımı sabır ve içtenlikle yanıtladığınız için. Yeni gezi yazılarınızı bekliyoruz. Sevgiler saygılar

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s