Bu defa normal tatil gezi planı dışında bir amaçla koyuluyoruz yollara. Belçika’da yaşayan ağabeyimin oğlu sevgili yeğenim Sinan 7 yıldır yaşadığı Çin’de evlenme kararı aldıktan ve bizleri de düğününe davet ettikten sonra bu orijinal gezi kaçınılmaz oldu. Çin’e daha önce 2008 yılında bir organize tur ile gidip Pekin, Xian ve Şangay turu yapmıştık. Bu defa hem parkurumuz ve hem de amacımız farklı gelişiyor. Çin’in güney batısındaki Guanxi eyaletinde yer alan Yangshuo Guilin kentine 1,5 saat mesafede 300.000 kişilik bir şehir. Buraya ulaşım için en uygun rota THY ile İstanbul’dan Guanghzou’ya 10 saatlik bir uçuş yapmaktan geçiyor. Ekibimiz bu defa 5 kişiden oluşuyor. Ben, aşkım ve oğluma bu defa sevgili anne ve babam’da eşlik ediyorlar. 88’inde olan babam ve 83’ünde olan annemi business class uçuruyoruz rahat edebilsinler diye. Haliyle 10 saatlik bir uçuş sonrasında Guanghzou’ya varınca bir dinlenme gecelemesi de şart oluyor. Guanghzou büyük bir sanayi şehri. Bu nedenle şehir dışında ve fakat rotamızla doğru orantılı bir yolda konumlanan Dragon Lake Princess oteli seçiyor bize Sinan. Otel adeta bir film seti gibi inşa edilmiş lüks bir tesis. Çin’deki ilk gecemizi burada geçirip dinlendikten sonra ertesi sabah önceden rezerve ettiğimiz bir minibüs bizi otelin lobisinden alıyor. Güzel güneşli bir havada tam 5 saatlik bir yolculuk sonrasında varıyoruz Yangshuo’ya. 5 Yue Hotel burada kalacağımız 6 gece bizi ağırlayacak olan otelimiz. Tüm düğün ekibiyle burada buluşuyoruz. Yeğenim Sinan, zarif ve güzel Çin’li eşi Ping, ağabeyim Melih ve yengem Francoise ile kucaklaşıyoruz.

Burada kalacağımız süre içerisinde düğün dışında şehir turu, çay plantasyonlarının ziyareti, bambu botlarla nehir turu gibi aktivitelerimiz olacak. Öncelikle Yangshuo hakkında biraz bilgi vermeliyim. Yüzlerce karstik tepenin arasında yer alan bu şehrin hemen yanından geçen Li nehriyle birlikte bir film platosu gibi son derece ilgi çekici ve güzel bir görünümü var.

Binlerce yıl önce şehrin yerinde denizin olduğu ve bu tepelerin oluşumunun da bu zamanlardan geldiği anlatılıyor. Çin’in bu bölgesindeki iç turizminden oldukça yararlanan ve özellikle de hafta sonlarında sokakları kalabalıktan yürünemez hale gelen Yangshuo 1980’lerden itibaren başta sırt çantalı batılı gezginler olmak üzere yabancı turistlerin de ilgi noktası olmayı başarmış. 1990’lardan sonra da tam bir turizm destinasyonuna dönüşmüş.

Şehrin kalbinde yer alanlar dahil tüm bu tepeler buraya tırmanma meraklılarının odak noktaları haline gelirken, şehir merkezindeki West Street ve New west street onlarca dükkanı, restaurantları ve barlarıyla cezbediyor ziyaretçilerini.

Şehre gelip yerleşen, bar ve restaurant açan bir çok batılıyla bizim Sinan çoktan arkadaş olmuş durumda. Böyle olunca yemek konusunun halledilmesi de oldukça kolay oluyor. Sinan’ın “The cave Bar & Gym” adlı spor salonu ve bar’ını ziyaretimiz, Ping’in babası ve eşiyle olan tanışmamız dışında kalan zamanlarımızda bol şehir turu yapıyoruz.

Ama burada geçirdiğimiz zamanın en güzeli Yulong nehrinde yaptığımız bambu boat safari turu oluyor. Yangshuo’ya yaklaşık yarım saatlik bir mesafeye minibüsle gittikten sonra Yulong nehrine ulaşıyor ve tamamen buraya özel bambu ağaçların birbirlerine bağlanmasıyla ortaya çıkan basit teknelere ikişer kişilik gruplar halinde binerek arka arkaya sıralanıyoruz nehrin üzerinde.

Tekneyi aynı Venedik gondollarında olduğu gibi oturduğumuz ikili dar sandalyenin arkasında yer alan Çin’li oldukça büyük bir bambuyu bir sağ taraftan bir sol taraftan suya sokarak idare ediyor. Aslında işin önemli bölümünü zaten akıntı hallediyor ama rotada kalmak da önemli tabii.

Yaklaşık 2 saat süren ve rotamız üzerinde 4-5 kez üzerinden atladığımız rapid’ler bulunan yolculuk gerek sessizliğin müthiş dinginliği ve gerekse çevrenin harika manzarasını izleyerek güneşin tatlı sıcaklığında sürüyor. Bir de şu ensemdeki Çinli diğer teknedeki meslektaşıyla bağıra bağıra konuşmayı bir kesse her şey kusursuz olacak. 🙂

Yolda bir yemek molası veriliyor ama bu molayı biz sadece karaya çıkıp bir arada sohbet ve fotoğraf çekmekle değerlendiriyoruz. Zira ızgaranın koşulları ve üstündeki balıkların hali pek de iç açıcı gelmiyor kimseye. Yolculuğumuzun sona erdiği noktada bizi bekleyen minibüsle dönüyoruz Yangsho’ya. Yarım günlük bu tur kesinlikle kaçırılmaması gereken bir aktivite eğer buraya geldiyseniz. Çevrede ayrıca ilginç mağara turlarının da olduğunu öğreniyoruz ama çok ilginç gelmiyor buralara gitmek.

Yangshuo günlerimiz Sinan’ın arkadaşı Christophe’un Le Votre adlı restaurantında, Sinan’ın barında, şehir içindeki sahte kippling çantalarını satan Monika’nın dükkanında (pazarlıktaki direnişimden dolayı beni pek sevmese de)  yine Sinan’ın arkadaşı Avusturya’lı Andre’nin restaurant’ında, Dr. Lili’nin masaj salonunda ve son olarak da yakın çevredeki çay tarlalarına yapılan kısa bir turla sona eriyor.

Bu arada Çin usulü düğünden de bahsetmeliyim tabii ki. İşin en ilginç taraflarından birisi, düğüne davet konusu. Gelin ve damat düğün yemeğine davet ettikleri herkese özel bir davetiye veriyor. Buraya kadar bildiğimiz ritüel. Ancak bu davetiyelerin içine para konuluyor olması işin enteresan yönü oluyor. Gelenekler gereği aynı davetiye zarfının üstüne para eklenerek gelin ve damat’a iadesi gerekiyor. Ama düğüne gelmeyenleri soracak olursanız, sanki gelmeme nedenleri belli gibi bana sorarsanız. 🙂

Düğün yemeği ise özel rezervasyon yapılan bir restaurant’ta yenilen bir yemekten ibaret. Yuvarlak masalarda 8-9 kişilik gruplar halinde Çin mutfağı ağırlıklı bir yemek yeniyor. Masaların ortasında yer alan daire şeklindeki bir döner platform aslında olayın en orijinal tarafı. Bu platformun üzerinde önceden yani daha konuklar gelmeden hazırlanmış soğuk meze türü diyebileceğimiz yiyecekler var. Masadaki herkes canı istediğinde platformu döndürerek istediği yiyeceği önüne getirip yiyebiliyor.

Düğünün en güzel tarafı ise Çin gelinlerinin kırmızı gelinlik giyiyor olmaları. Kırmızı bolluk,  bereket ve şansı temsil ettiğinden bu renk tercih ediliyor. Doğrusu gelinimize de pek bir yakışıyor.

Yemek sonrası davetlilerin bir bölümüyle bara gidilerek eğlenmeye devam ediliyor ve iyice kafaların çekilmesiyle gece sona eriyor.

Sevgili yegenim ve eşinin çok mutlu olmalarını dileyerek aynı geldiğimiz yolla ayrılıyoruz Yangshuo’dan.