BELÇİKA – Ghent – Ağustos 2015

Belçika’nın en güzel şehri neresidir ? İşte bu soruya verilen cevaplar ikiye ayrılmakta ve bir tarafta Bruges’ciler diğer tarafta Ghent’çiler yer almaktadır.
Bu gezimizin Belçika bölümüne Bruges ile başlayıp, önceki yazılarımda paylaşmıştık düşüncelerimizi sizlerle. Şimdi kuzey Fransa dönüşü yine Belçika’dayız. Ağabeyimin 40 yıldır yaşamakta olduğu St. Niklaas adlı küçük şehre oldukça yakın olan Ghent’i bu defa özel bir avantajla gezeceğiz. Bu avantaj yeğenim Selin’in eşi Arne’nin bize rehberlik edecek olmasından kaynaklanıyor. Arne doğma büyüme bir Ghent sakini. Bir şehri oranın yerlisiyle gezmekten daha büyük bir avantaj olabilir mi ?
Hakkındaki ilk bulgulara 650 yılında ulaşılan Ghent’in bugünkü görüntüsü 1500’lere dayanıyor. Kanalları ve flaman mimarisiyle burada da bir Amsterdam havası var. Belçika’nın flaman bölgesinde 250.000 kişilik bir kent.
Şehir turunda ben ve Tunca’dan başka yeğenim Sinan, eşi Ping ve Arne olmak üzere 5 kişiyiz ve kendimizi Arne’nin rehberliğine teslim ediyoruz.

Graslei ve Korenlei nehirlerinin birleştiği kanal ilk karşımıza gelen yer.

DSC02956

Kanalın yan tarafından devam ediyoruz ve karşımızda şehrin sembollerinden St. Baafskathedraal var. MS 942’ye dayanan bir tarihi olan bu katedralin belkide kendisinden daha önemli bir konuğu var içinde.

DSC02958

DSC02959

Ünlü ressam Van Eycks tarafından 1432 yılında yapılan ve resim değeri kadar dini değeri de olan meşhur Mystic Lamb (Mistik kuzu) tablosu bu katedral içinde sergileniyor. Aynı Bruges’deki Çocuklu Meryem heykeli gibi Nazilerin işgali sırasında çalınarak kaçırılan bu tablo da Avusturya’nın tuz madenlerinde saklandığı yerde bulunup aynen evine geri getirilmiş. Işık ve ısı yönünden özel bir bölümde korunarak sergileniyor bu ünlü eser.

DSC02965

Katedrale kişi başı 4.-€ ödeyip çıktıktan sonra karşımıza şehrin bağımsızlık sembolü olan 1313 tarihli görkemli yapısı Belfry çıkıyor.

DSC02961

Her gün saat 18.00’e kadar ziyarete açık olan binaya giriş ücreti 8.-€

DSC02970

Tura devam ediyoruz ve Arne bizi dar bir ara sokağa sokuyor. Güzel grafitilerle dolu bu sokak bizi arka tarafta şehrin bir diğer ünlü meydanı olan Vrijdag Markt’a çıkarıyor.

DSC02971

DSC02972

DSC02973

Bu meydana çıkmamızla beraber Arne bira molası veriyor. Yüzlerce çeşit birasıyla övünen Ghent’in gerçekten birbirinden ilginç biralarını keşfe başlıyoruz biz de. 🙂

DSC02972c

IMG_5542

Bira sonrası tekrar kanal bölgesinde dolaşmaya devam ediyoruz.

DSC02978

DSC02980

DSC02981

Sırada şehrin bir diğer turistik yeri olan kalesi var. Gravensteen Castle her gün saat 18.00’e kadar açık ve giriş ücreti 10.-€

DSC02982

Tarihi 1. ve 2. Yüzyıllara kadar dayanan bu etkileyici yapı orta çağlarda Viking’lere karşı direnmiş. 1180 yılında bugünkü görünümüne benzemeye başlayan kalenin surlarından çok güzel Ghent manzaraları var.

DSC02986

DSC02990

DSC02997

DSC02999

DSC03000

DSC03004

Kaleden çıktıktan sonra artık turumuzun da sonuna geliyoruz. Bir diğer ünlü Belçika ürünü olan Waffle bu güzel gezinin güzel bir noktası oluyor. Arne’ya çok teşekkür ederek bizi bekleyen diğer aile üyelerini görmek üzere eve doğru yola çıkıyoruz.

DSC03006a

Şimdi eğer bana soracaksanız Bruges mi Ghent mi diye ? Çok küçük bir farkla da olsa benim oyum Bruges’den yana.:)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s