YUNANİSTAN – Kalymnos – Ağustos 2018

Yıllar öncesinde Rodos’la başlayan Yunan adaları gezilerini son yıllarda arttırmıştık hatırlayacağınız gibi. Kos, Poros,Midilli derken sırada 12 adaların iki yeni üyesi var. Kalymnos ve Leros.
Haziran eylül ayları arasında Bodrum’la doğrudan tekne bağlantısı olan bu iki adaya diğer dönemlerde Kos üzerinden de ulaşmanız mümkün.
İstanbul’dan uçakla geldiğimiz Bodrum’da bir gece geçirip ertesi sabah tekneyi yakalamak amacında olduğumuzdan Turgutreis’in merkezindeki Kortan otelde kalmayı planladık, Bir gece için 200.-TL ödediğimiz otelimizden de sevgili Kezban hanımın ilgi ve alakasından da memnun kaldık.

Ertesi sabah saat 09.00’da Bodrum Turgutreis D Marin’den hareket edecek olan teknemize ulaşabilmek için yaklaşık bir 400 m. yürümek gerekti. Ertürk Lines 25 .-€ kişi başı biletle tek yön olarak 1 saat 15 dakikada sizi Kalymnos’un limanı Pothia’ya ulaştırıyor.

Kalymnos küçük ve sempatik bir ada. Diğer komşularına göre en büyük farkı ise oldukça dağlık bir yapıya sahip olması. 2011 sayımına göre 30.000 nüfusu olan adanın kendisine has iki temel özelliği var. Birincisi dünyanın en önemli sünger avcılığı merkezlerinden birisi olması. Aşağıda yazacağım detaylardan da göreceğiniz gibi oldukça dramatik bir tarihi var adanın bu konuda. İkincisi ise yine dünyanın en önemli kaya tırmanışı merkezlerinden birisi olması. Hadi artık sünger konusu bir tarihi hikayeden ibaret ama kaya tırmanışı oldukça popüler. Ada her yıl ekim ayında bir festival düzenliyor bu anlamda ve dünyanın dört bir yanından gelen kaya tırmanıcılarına ev sahipliği yapıyor. Deniz sezonunun en yoğun olduğu Haziran-Ağustos döneminde hava sıcaklığı nedeniyle oldukça yavaşlayan kaya tırmanışı turizmi yılın diğer dönemlerinde canlanıyor ve böylece adanın turist müşterisi de hiç eksilmemiş oluyor. Bu nedenle restaurant, bar, otel ve diğer gelirini turizme bağlayan yerler kış tatillerini de diğer adalara göre çok daha kısa tutuyorlar. Adanın deniz tatili yönünden en hareketli tarafı batı kıyıları. Bu bölgede Myrties’ten başlayıp yukarıya doğru Masouri, Armeos ve Kastelli olarak devam eden kıyı şeridi gercekten de çok güzel.

Bizim 8 gecelik konaklamamız için tercih ettiğimiz Zephyros otel Myrties’te yer alıyor. Pothia limanından Myrties taksi ile yaklaşık 40 dakika sürüyor ve taksi ücreti de 14-18.-€ arasında değişebiliyor. Oldukça yeni ve modern bir otel olan Zephyros’ta kalacağımız bir gecenin fiyatı kahvaltı dahil 105.-€. Fiyat fayda dengesi, lokasyon, güler yüzlü hizmet gibi yönleri oldukça iyi olan otelin tek eksiği plajı. Booking.com üzerinden rezervasyon yaparken denize neredeyse sıfır konumunda gözükmesinden etkilenmiştik. Aslında durum bu konuda çok da farklı değildi ama işte o denize kayalık yapısı nedeniyle girmemiz de neredeyse imkansızdı. Yoksa odamızın manzarası aynen aşağıdaki gibiydi.

İş böyle olunca ya otelin sol tarafına bir 20 dakika yürüyüp Melitsaxsa Beach’e ulaşmanız gerekiyor ya da sağ taraftaki küçük limanın yanındaki halk plajına.

Sağ taraftaki daha yakın olmasına rağmen öteki taraftaki Melitsaxsa beach daha keyifli.

Biz de günlerimizin çoğunu burada değerlendirdik. Buradaki plajın bir tek restaurant cafe’si var ki o da Galazio. Yeme içme keyfi ve kalitesi güzel olan bir yer.

Ama yeme içme demişken otelin tam karşısında yer alan Kouzina Restaurant’ı tek geçerim tüm Kalymnos adına. Çok iyi arkadaş da olduğumuz sevgili Manolis’in denize sıfır olan, harika gün batımı ve karşı ada Telendos manzaralı balkonu doyumsuz bir keyif mekanı kesinlikle.

Bu gezimizin ilk 3 gününde aşkımla baş başayız. Son 5 günde ise sevgili dünürlerim Figen ve Mustafa bize katılacaklar. Bu nedenle ada gezi programlarımızı son 5 güne bırakıp ilk üç günü Melitsaxsa Beach’in ve Kouzina Restaurant’ın keyfini sürerek geçirdik. Manolis’in ekibi Judie, Vladimir ve Tatyana’dan oluşuyor. Her birisi ayrı ayrı harika insanlar. Kouzina’yı o kadar sevdik ki, Figen’i arayıp bir nazarlık getirmesini istedim kendisinden. Sağ olsun çok güzel bir nazarlık seçip getirmiş, hemen hediye ettik Manolis’e, o da anında restaurantın girişindeki sütun üzerine taktı hemen.

Ekibin tamamlanmasıyla birlikte bir araç kiralayıp (Prince Rent a Car günlüğü 45.-€) ada turlarına başladık. Adanın kuzey ucunda Türkiye tarafına bakan oldukça derin bir koy tavsiye edildi bize. Panionisos Bay bizi bizden aldı. Myrties’e yaklaşık yarım saat mesafede olan ve çok güzel  manzaraları seyrederek gittiğimiz yolun son bölümü bildiğiniz stabilize zor bir yol. Adanın en keyifli ev sahipleri olan birbirinden güzel keçiler özgürce kekik kokularının tadını çıkararak her yerde karşımıza çıkıyorlar.

Bu cennet koyun sakinliği çevrede hiç bir yerleşimin olmayıp sadece 3 adet restaurant’a sahip olmasında yatıyor. Bağıran, çağıran, yüksek müzik gibi gereksizliklerden uzak koyda demirli yatların çokluğu zaten burası hakkında fikir veriyor yeterince. Deniz limonata tadında ve daha girişten itibaren binlerce balık en küçüğünden en büyüğüne sizi karşılamaya hazır bekliyor. Turkuvaz renkli ve tam bir göl havasındaki denizde bol bol şnorkel yaptık. Şnorkel sevenler için bulunmaz bir yer gerçekten de Panionisos Bay.

Restaurantlar da fazlasıyla yeterli yeme içme ihtiyacınız için. Burasını o kadar çok sevdik ki bir gün aradan sonra tekrar geldik. Burasının sloganı “No wi-fi Only Love”. Artık yorumunu siz yapın 🙂

Dönüşte yolumuz üzerinde harika gün batımı manzaraları var.

Ertesi gün adanın en yüksek tepesinde yer alan Agios Savvas Manastırına giderek başladık güne. Adanın koruyucusu Aziz Savvas adına 1952 yılında inşa edilmiş olan kompleksin geniş bahçesinin içinde manastır, kilise, çan kulesi, kütüphane var.

Pothia limanına ve şehrine kuş bakışı bir manzara içeren manastır mimari tarzı ve temizliği ile görülmeyi hakkediyor.

Manastırı gezdikten sonra dönüş yolu üzerinde aşağıya doğru inerken önünden geçeceğiniz The Kalymnian House’u sakın kaçırmayın. Kişi başı 3,5.-€ ücretle gireceğiniz bu müze evi gerçekten görmek lazım. Her şey geleneksel bir Kalymnos yaşamı tarzına göre düzenlenmiş olan bu evde bir çok dikkat çekici obje yer alıyor.

Ama evin aslında en zengin tarafı, sizi orada bekleyen İrene. Bu tatlı kadın güzel ingilizcesiyle ada hakkında sormak istediğiniz tüm sorulara cevap veriyor ve ada tarihini harika anlatıyor. 1800’lü yılların sonu ve 1900’ların başlarında dünyanın en kaliteli süngerinin bu adadan çıkarılıp tüm dünyaya ihraç edildiğini, ada halkının neredeyse tamamının bu işten geçindiğini, adanın Osmanlı hakimiyetinden çıkıp İtalyan işgali döneminde konulan vergiler nedeniyle halkın Mısır kıyılarından bu işini yapmak zorunda bırakıldığını, vurgun nedeniyle yaşanan acıları, Osmanlı döneminde adaya Türk nüfus yerleştirilmemiş olması nedeniyle de hiç bir sorun yaşanmadığını, sadece Manastır eğitiminin yasaklanmış olması nedeniyle mağaralarda kaçak din eğitimi yapmak zorunda kaldıklarını, adanın geçmişinde hiç bir Türk korkusu ve düşmanlığı bulunmadığını çok güzel anlatıyor İrene. Evin bir köşesinde de el yapımı örtü, kilim, diğer tarafında sünger ve zeytin ürünleri satılıyor.

Biz Irene ile konuşurken onun sevimli ve haşarı oğluyla da eğlenip gülüyoruz bol miktarda.

Panionisos beach yolu üzerinde ve hemen ana yolun dibinde yer alan Arginonta Beach de fena sayılmaz bu arada.

Adadaki son günümüzü karşı komşu Telendos adasına ayırıyoruz. Myrties limanından karşı kıyıya sürekli ve düzenli motor seferleri var. Kişi başı 1,5 .-€ ücretle 10 dakikada geçiyorsunuz Telendos’a. Bizim Kouzina’yı bir de denizden görüntüleme şansımız da oluyor böylece.

Dar sokakları, sakin ve huzurlu havasıyla çok güzel küçük bir ada burası.

Adanın arka tarafında da bir plaj var.

Kalymnos bir yaz tatili için de bir hafta sonu kaçamağı için de çok güzel bir tercih. Halkı son derece güler yüzlü ve cana yakın. Fiyatlar son derece makul, yeme içme kalitesi 10 numara. Sevgili Manolis’in Kouzina’sı dışında Myrties’ten Masouri yönündeki yukarıdaki ana cadde üzerinde bir kartal bakışı manzarasıyla yer alan Aegean Tavern’de oldukça güzel bir restaurant ve rezervasyonsuz yer bulmak çok zor. Ancak buradaki fiyatların da ada genelinin üzerinde olduğunu söylemeliyim.

Kouzina’nın tam karşısındaki Telendos adasının görünümüne dikkatle bakılınca ağzı açık uyuyan bir insan kafası gördük hepimiz 🙂

Sevgili Manolis’in dostluğunu, ve bu balkonda günü batırmayı çok özleyeceğimize hiç şüphemiz yok.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s